İlk olimpiyat oyunları Mora yarımadasındaki Oliympia bölgesinde başlamıştır. Tabii 2798 yıl öncesinden bahsettiğimiz bu oyunlardan önceki kaynaklar efsaneler ve mitlere dayanmaktadır. Olimpiyatların kaynağı Yunan mitolojisindeki Olympos Dağı’na dayanmaktadır.

Bir efsaneye göre Herkül ve dört kardeşi, Zeus’u eğlendirmek için yarışlar düzenlermiş. Kazanana da bir “kotinos” takılırmış; zeytin ağacı dalından yapılmış bir taç. Çünkü o dönemlerde en değerli şey zeytinmiş. Manevi olarak en değerli şey de barışmış. Bu yüzden koşarlarmış.

Evet tahmin ettiğiniz gibi zeytin dalı uzatmak deyimi tam olarak buradan geliyor. Ulaşılmak için koşulan “barış kavramı” zamanla zeytin dalıyla özdeşleşmiş.

Olimpiyatların bugünkü sembolü olan halkalar belki de o zamanlarda kazananların kafasına takılan zeytin dalından geliyordur belki. Kim bilir?

Mitoloji ve efsane bir kenarda dursun, ilk olimpiyatlar 776’da Olympia’da yapılmıştır. O dönemde yapılan olimpiyatlarda spor dalı olarak çeşit yoktur. Koşu yarışı vardır. Koşu yarışı, Antik Yunanca ‘Stadion’ demektir. Evet zamanla evrilerek bugünkü stadyum kelimesine dönüşmüştür.

1000 yıl aralıksız yapılan olimpiyatlar, 393 yılında imparatoru tarafından Pagan geleneği olması gerekçesiyle iptal edilmiştir.

Olimpiyat deyince aklımıza gelen bir diğer sembol olan olimpiyat meşalesine gelelim. Elbette ki bu da Yunan mitolojisinden gelmektedir. Prometheus’un Zeus’tan bilgi ateşini çalmasıyla ilişkilendirilmektedir. Antik olimpiyat oyunlarında bu ateş parabolik bir ayna yardımıyla yansıtılan güneş ışığıyla yakılırmış. Bugün hala Olimpiyat ateşi, oyunların başlamasından birkaç ay önce aynı yerden yani Olympia’dan alınır.

Olympia’daki Hera tapınağının önünde parabolik bir ayna vardır ve ilk meşale bu ayanın yardımıyla yakılır. Yani güneşin enerjisiyle. Bu ilk ateşi yakan her zaman bir kadındır ve daha sonra yine önce başka kadınlar tarafından meşale taşınmaya başlanır. Bu kadınlar Vesta bakirelerini temsil eder. Taşıdıkları ateş de onların kutsal sonsuz alevlerini. Güneşten alınan bu enerji elden ele taşınarak olimpiyatların yapıldığı stadyuma kadar getirilir ve oyunlar oynanırken yanmaya devam eder.

Olimpiyat denilince ilk akla gelen halkalar neyi temsil ediyor peki? Dünyanın beş önemli bölgesini: Asya, Avrupa, Afrika, Amerika ve Okyanusya. Halkaların rengi de dünyadaki tüm bayraklardan seçilmiş renklerden oluşturulmuştur: sarı, siyah, kırmızı, yeşil ve mavi.

Zeytin dalı ve ondan yapılan taç, 5 halka ve onun renkleri, açılış ve kapanış gösterileri, bu gösterilerdeki bayraklar, marşlar ve de ateş. Ateş elden ele taşınarak her defasında farklı biri tarafından farklı bir şekilde yakılıyor. Sebebi de olimpik bir mottodur:

Citius, Altius, Fortius. Yani daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü olabilmek için.

 

 

 

Kaynak: https://barisozcan.com/olimpiyat-sembollerinin-ilginc-anlamlari/