Nisan 20, 2024

Osmanlı İmparatorluğu’nda Cellatlar (III)

17. yüzyılda Kara Ali, onun yamağı Hammal Ali ve Kara Ali'den sonra başcellât olan Süleyman'dı. Evliya Çelebi Kara Ali'nin portresini, kendine özgü üslubuyla şöyle çiziyor:

"Bu kolun üstadı; kâmili Kara Ali'dir ki, pazılarını sıvayıp, tigi ateştabını kemerine bendedüp, sair işkence edecek aletlerini beline asıp, el ve ayak kıracak baltaları iki yanına takıştırıp, sair yamakları dahi aletleriyle kemerlerine süsleyip yalınkılıç merdane cümbüş ederek geçerler ki neuzubillah hiçbirinin çehresinde nur kalmamış zehir adamlardır!"

Osmanlı İmparatorluğu’nda Cellatlar (III)

Eğer katline ilişkin hüküm Divan-ı Hümayun tarafından verilmişse, bunu tatbik etmek için muhzırağa, subaşı ve bazen de asesbaşı memur edilirdi.  Divanı hümayun dışında verilen idam cezalarını da subaşı gerçekleştirirdi.   Bu memurların gözcülüğü ve sorumluluğu altındaki idamları uygulamak da cellâtların göreviydi. Reaya için kan dökme yasağı bahis konusu olmadığı için boğma yoluna gidilmemiş ve asılma ile kafa kesme usulleri tercih edilmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda Cellatlar (III)

 Kural bu olmakla beraber, bazen başka infaz şekilleri de kullanılmıştır. Reayadan İstanbul'da siyaseten katledilenlerin, aynı zamanda cesetleri de âlemi ibret için teşhir edilirdi. Cellâdın cesede verdiği durumdan, onun İslam veya gayrimüslim olup olmadığı anlaşılırdı. İslamlar sırtüstü yatırılırlar ve başları kollarının altına alınırdı. Müslüman olmayanlar ise, yüzükoyun uzatılır başları kıçlarına konurdu...

Yorumlar

  • Sairler biraz korkutucu

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

Yaşlı Gezegenimizi Bekleyen Sıcak Günler
Büyük Trajedilerin Kısa Tarihi

Büyük Trajedilerin Kısa Tarihi

Hortum Avcıları

Hortum Avcıları

Kasırgaların Ekonomik Yönü

Kasırgaların Ekonomik Yönü

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

Bataklıktan Çıkarken

probiyotik
bubble30
Nielawore

NAMES ON THE SURFACE OF MERCURY

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun