Rasputin'in öldürülmesinden iki ay sonra, devrim hareketi Rusya'daki imparatorluğu silip süpürdü... 23 Mart 1917 günü, başlarında Duma Meclisi'nde üye olan bir milletvekiliyle bir grup Bolşevik, bir törenle Rasputin'in cesedini çıkardı ve onu Pargolova Ormanı'nda yakarak "sembolik bir öc" aldılar...
Rasputin, son anlarında bile ölüme olanca gücüyle direnmişti. Önce zehirlendi, sonra kurşunlandı ve dövüldü. Ama yine ölmedi. Öldüğünü sanan katilleri, bedenini Neva Nehri'ne attılar. Orada boğularak öldü.
Rasputin günü gününe yaşıyordu; belki de haklı bir nedeni vardı... 1915 Ocak ayında neredeyse bir kızağın altında eziliyordu. Suikastı planlayanlar gizli polis tarafından yakalandılarsa da, yaptıklarını doğru bulan siyasetçilerin araya girmeleriyle tutuklanmaktan kurtuldular. Başka pek çok girişim, plansızlık ve kişiler arası anlaşmazlık yüzünden başarısız olmuştu. Hatta, Rasputin'e emekli olması için rüşvet bile teklif edildi, ama vadedilen servet onun ilgisini çekmedi. İşin ilginç yanı, Rasputin'in sayısız düşmanı arasından en ölümcül tehdidi yaratan, kızgın bir koca ya da siyasetçi değil, çapkınlıkta ondan aşağı kalmayan bir adamdı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız