1 Ağustos 1914’te Rusya, Almanya'ya karşı savaşa girdi. Bu, Rasputin'in saraydaki etkisini önemli ölçüde azalttı. Çar, onun savaş karşıtı görüşlerine katılmıyor, vaazlarına zaman ayırmıyordu. Çariçe bile, Rasputin'le telefonda görüşemeyecek kadar meşgul olduğunu belirten mesajlar bırakıyordu. Ne var ki, 1915 yılının başlarında kader, Rasputin'e sarsılan ününü kurtarma fırsatı verdi. Çariçe'nin en yakın arkadaşı ve Rasputin'in sadık hayranı Anna Vyrubova, bir tren kazasında ciddi biçimde yaralandı. Kafatası ve omuriliği zedelenmiş, bir bacağı ezilmiş, öteki ise kırılmıştı. Doktorları, geceyi sağ atlatamayacağını tahmin ediyorlardı. Ölmekte olan kadının ısrarı üzerine çağrılan Rasputin, hastanede Çar ve Çariçe ile tekrar bîr araya geldi. Rasputin, bir kez daha umutsuzluğun ortasında umut vaad ediyordu. Dua etti ve odayı yavaşça terk etmeden önce Çar'a şöyle dedi: "Yaşayacak, ama sakat kalacak..." Vyrubova, gerçekten de kurtuldu ve herkesten çok yaşadı (1964’te öldü).
Artık Rasputin'in etkisi gittikçe güçleniyordu. 1915'te Çar Petrograd'dan (Alman nefretinin sonucu olarak St. Petersburg'a verilen yeni ad) ayrılarak, orduları yönetmek üzere cepheye gitti. Saraydaki işlerin sorumluluğunun büyük bir bölümünü karısına devretti. Çariçe, derhal Rasputin'in tavsiyelerine başvurdu. Ona göre Rasputin. "tanrının elçisi" olarak oğlunu ve en yakın arkadaşını kurtarabiliyorsa, Rusya'yı da kurtarabilirdi.
Rasputin, siyasi yetki peşinde koşmasa da, gerek özgüvenini sağlamlaştırma güdüsü gerekse Çariçe'nin çabaları sonucu, siyasette de önemli bir konuma geldi. Mantıklı ve yetenekli siyasetçiler, Rasputin için bir tehdit oluşturduklarından, yerlerine yetersiz ve neredeyse bunamış kişiler getirildi. Devletteki bu çöküşün en tipik örneği, oldukça yetenekli bir savaş bakanı olan Polivanov'un görevden alınmasıydı. Rasputin'in 4 tane motorlu aracı polisten ve kızgın kocalardan kaçmak için kullandığı yönünde saraya şikayette bulunan Polivanov, 1916 yılının Mart ayında kovulmuştu.
1916 kışında, Rasputin sarayda çok fazla değişiklik yaptı. Savaş taraftarları, onun barışçı tutumunu hoş karşılamıyor, onu ve Alman doğumlu Alexandra'yı Almanya'yı tutmakla suçluyorlardı. Solcular, onun bir "çürüme sembolü" olduğunu öne sürerlerken, sağcılar Çarlık Rusyası'nın köklü kurumlan için bir tehdit oluşturduğunu düşünüyorlardı.
Rasputin'e karşı beslenen nefret, devrimcileri de harekete geçiriyor, sayılarını artıyordu. Rasputin'in hem Anna Vyrubova'nın hem de Çariçe'nin ve dört kızının sevgilisi olduğu yönünde söylentiler vardı. Çar'ın da Rasputin'in çılgın seks partilerine ve şeytana tapma seanslarına katıldığı söyleniyordu. Bu söylentiler her tarafta duyuluyor ve herkesçe inanılıyordu. Çariçe'nin Rasputin'i günahkar biri olarak görmemekte direnmesi, öte yandan bütün Petrograd'ın ve geri kalan Rus halkının onun aşırılıklarından haberdar olmaları, söz konusu inancı körüklüyordu. Rasputin, Rusya'nın başkentine geldiğinde, buranın bir seks cenneti olduğunu fark etmiş ve tadına bakmakta geç kalmamıştı. Kadınlar, onunla seks yapmak, onu tanımak, ondan para koparmak için kuyruğa giriyorlardı. Onun sonunu da, sırf bu sekse düşkünlüğü hazırlamıştı.
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız