Mona Lisa’dan Middlemarch’a kadar, zamanın sınavından geçebilmiş bütün sanat eserlerini düşünün. Hepsinde tam çözülemeyen bir şeyler vardır. Eleştirmenlerin yüzyıllar sonra bile ateşli tartışmalar yapıp yine de kesin sonuca ulaştıramadığı şeyler.

Belki yaşamın kendisi de böyledir. Belki amaç soruyu cevaplamak değil de gizemin ta kendisidir. Belki de yaşama dair her şeyi bilmemiz gerekmiyordur. Böyle olması gerekiyordur belki.

Ama biz hepimiz her soruya hemen cevap bulmaya çalışırız. Her türlü sorunun cevabını bulmaya adarız kendimizi. Sanki o cevaplar bulunmazsa yaşama devam edemeyecekmişiz gibi. Meraklıyız evet bu güzel bir şey bir noktaya kadar.

Kendimden yola çıkayım mesela pek çok sorunun cevabını merak ederim. Hele ki hemen cevaplanamayacak olan soruların. Hatta cevabı olmayan, bilinmeyen soruların cevaplarını çok merak ederim. Mesela yanlış aranan telefon numarası neden hiçbir zaman meşgul çalmaz? Bulmacalarda boru sesi sorulduğunda neden ‘ti’ yazarız?

Kendi adıma artık belki de amacın gizemin kendisi olduğunu kabul edeceğim. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?