ALIŞMA YOKLUĞUMA
Mahşeri fısıltılar dudaklarıma sürülen,
Sen her akşam kahır dolu baktığında...
Süngüsü düşmüş şiir gibi kirpiklerin,
Gözlerinden, yüreğime aktığında..
Talihsiz bir zaman aralığı
Talihsiz bir ıstırap yanığı şiirlerimin arasında...
Sanki bir ayinin son dansı,
Ayaklarımın ha bire sana doğru yürüdüğü...
Dolunayın doğduğu gözlerinde hüzün,
Sararmış bir kâğıt parçası gibi buruşuk,
Hesabını yapamaz olmuşken gündüzün...
Şimdi kocaman bir yalnızlık bestesi ezberlenmiş,
Şimdi gökyüzünde nice şarkılar var, eskimiş...
Yere düşen her sözcük sesi kulaklarımda,
Alışma yokluğuma diye inleyen nefes...
Tozlanmış bakışlarının izleri yollarıma dökülen,
Kulaklarımda akşamdan kalma içli bir ses...
Neşesi harmanlanmış bir beden,
Neşesi çalınmış çocuk gibi kavuşmak isteyen...
Kasımda aşk başkadır bilirim,
Bir de nisanda çıkmak sevdanın burçlarına...
Say ki denizyıldızı ta uzaklardan salınan,
Melankolik düşler veya emanet duygular,
Dilimin üstünde saklanmış en son öpücük,
Seni seviyorum diyen yankı dağlarda,
Seni seviyorum ölsem bile kurşun ağlarda...
Yorumlar
güzelmiş
Zekeriya Elifoğlu'nu hiç bilmiyordum
Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız