Mayıs 20, 2024

Nazca'nın Sırrı (II)

Nazca'nın sırrı bu noktada tıkanıp kalmıştı. Eğer, geogliflerin yaklaşık 12 kilometre kuzeybatısında ortaya çıkarılan Cahuachi kazılan olmasay­dı, belki de mesele unutulup gidecekti. Ancak, İtalyan mimar ve arkeolog Guiseppe Orefici, bu bölgede gerçek­leştirdiği kazılarda çok sayıda eşyayı gün ışığına çıkardı. Söz konusu olan 24 kilometre kare genişliğinde dev bir nekropol idi ve buraya tahminen 20 bin ile 30 bin kişi gömülmüştü. Ortaya çıkarılan çok sayıda mumya, süs eşyası, müzik aleti gibi eşyaların arasında bulunan iki şey İtalyan arke­ologun dikkatini çekmişti. Üstlerinde geogliflerdeki çizgileri anımsatan şe­killerin bulunduğu seramik vazolar ve asıl önemlisi bir mezarda ortaya çıkarılan ölü töreni mantosu. Bu eşyalar, karbon 14 testi ile M.Ö. 5. yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar tarihlendirilebiliyordu. Yani, burada bir uygarlık tam 1000 yıl bo­yunca varlığını sürdürmüştü. Bölge­nin çöl topraklarını mesken tutan söz konusu topluluk, günümüzde "Nazcalılar" diye anılıyor.

Nazca'nın Sırrı (II)

Mezardan çıkan 500 bebek işlemeli manto

Biz yine konumuz açısından ölü töreni mantomuza dönelim. Bu 2000 yıllık mantonun kenarlarına 500 tane küçük bebek işlenmişti. Bu bebekle­rin bir kısmı müzik aletleri çalıyor, diğerleri de ellerini havaya açmış bir şekilde dans ediyorlardı. Her bebeğin yaptığı hareketi bir başkası izliyordu. Bebeklerin davranışları bir ölü göm­me ritüelini çağrıştırıyordu. İşte bu noktadan hareket eden İtalyan arke­olog, Nazca geogliflerinin dinsel bir ritüeli simgelediği tezini geliştirdi.

Nazca'nın Sırrı (II)

Nazcalılar kimdi?

Ona göre Nazcalılar, barışçıl, ama koyu dindar bir topluluktu. Mumya­ların arasında, bir tane bile düşman mumyasına rastlanmaması, onların savaşçı olmadığının somut bir kanı­tıydı. Yazıyı, büyük bir olasılıkla ta­nımıyorlardı. Ancak, sanatta ve asıl önemlisi, geometri konusunda çok ileriydiler. Hem de, kenarları 110 metre uzunluğunda ve 20 metre yük­sekliğinde piramitler inşa edecek ka­dar ustaydılar. Kazılarda ortaya çıkan bir başka ilginç nokta ise, bulunan tüm eşyalarda ortak paydanın su ol­masıydı. Kurak, hatta çöl denecek bir iklimde varlıklarını sürdüren Nazca­lılar için su çok önemliydi. O neden­le, sarmal biçimde kuyular oluştura­rak gelişmiş bir su iletişim şebekesi oluşturmuşlardı. Şebekeden, bazı ci­var köyler ve kasabalar bugün bile yararlanıyorlar. Bu noktadan hareket eden Guiseppe Orefici, Nazcalılar'ın bütün dinsel ritüellerinin su ve bere­ket kavramları çevresinde geliştiği sonucuna ulaştı.

Nazca'nın Sırrı (II)

Geoglifler üç kategoriye ayrılıyor

Ona göre, üç farklı kategoriye ay­rılabilecek geoglifler (sarmal şekiller, hayvan figürleri, dev düz çizgi ve ok­lar) kesin, ama farklı dönemlere teka­bül ediyordu. İlk olarak, Nazcalılar'ın, M.Ö. 500 yıllarında sarmal şekilli geoglifleri oluşturdukları düşünülüyor. Bunlar göreceli olarak daha küçük şekiller. Ardından daha büyük çizgilere, kuş, örümcek, fok, may­mun gibi hayvan şekillerine geçiyor­lar. İtalyan arkeologa göre, bu hay­vanlar Nazcalılar'ın tanrılarını simge­liyor; tümünün su ile yakından ilişki­li olduğu ise çok açık... Bu dönem, aynı zamanda Nazca uygarlığının altın çağları... İlk kentlerini, nekropollerini inşa ediyorlar. M.S. 3. ve 4. yüzyılı kapsayan bu dönem, And Dağları'ndaki büyük fayın yol açtığı büyük bir deprem ile sona eriyor. Doğal felaket karşısında tanrılarına duydukları güveni yitiren Nazcalılar, kurdukları kentlerin üstünü kum ile örtüp göç etmeye hazırlanıyorlar. İşte bu sırada, gidecekleri yönü gösteren ok ya da düz çizgi şeklindeki son dönem geogliflerini çiziyorlar. Çün­kü onlar, artık hayvan figürleri biçimindeki tanrılarım terk etmiş bulunu­yorlar. Ancak, yeni göçtükleri top­raklarda da onları mutlu bir son bek­lemiyor. Önce, 6. yüzyılda Huariler tarafından özümseniyorlar. 1000 yıl­larında, Huariler'i yıkan Chinchas'ların egemenliğine giriyorlar. Son ola­rak da İnkalar'ın içinde eriyip tarihin tozlu sayfalarına karışıyorlar.

Nazca'nın Sırrı (II)

Büyük çoğunluğu sade­ce uçaktan görülebilen bu dev şekil­leri Nazcalılar nasıl çizdiler?

Guiseppe Orefici bu konuyu fotoğrafçılıkta kullanılan "agrandisman" yöntemiyle açıklıyor. Ona göre, önce ana şeklin en küçük parçasının şeklini çizdiler ve daha sonra da, basit basamak he­saplarıyla daha büyüklere geçtiler. İtalyan arkeologun düşüncesi başka bir olayı daha açıklıyor: bazı geogliflerdeki temel hesaplama hatalarını... İtalyan arkeolog, bu kuramım bir sü­re önce Perulu ilkokul öğrencileriyle gerçekleştirdiği bir deneyle kanıtladı. Öğrencilerle birlikte, direkler, ipler ve bazı temel geometri kurallarını kullanarak, bu dev şekillerden bir ta­nesinin benzerini yarım gün içinde gerçekleştirdi.

Nazca'nın Sırrı (II)

Nazca'nın sırrının üstündeki perde tam olarak kalkmış değil...

Ancak, İtalyan arkeolog Guiseppe Orefici'nin kuramında karanlık nok­talar var. Kazılarda ortaya çıkarılan eşyaların, özellikle de vazoların üs­tündeki şekillerle geoglifler arasında birebir bir ilişki görülmüyor, Örneğin yamuk, düz ok ve çizgi gibi bazı ti­pik geoglif şekillerine bu tür eşyala­rın üstünde hiç rastlanmıyor. Aynı topluluğun, toprakta farklı, günlük yaşam eşyaları üstünde farklı motifleri işlemiş olması bazı sorular yaratıyor. Öte yandan, bugün bilim adamlarının sık sık kullandığı tarihlendirme yöntemi olan "karbon 14 testi" kaya ve tahta için olumlu so­nuçlar verirken, toprak konusunda kuşkular taşıyor. Kısacası, Nazca'nın sırrının üstündeki perde tam olarak kalkmış değil... Bu, belki bilim için kötü bir haber, ama hayalperestler ve sanatçılar için bir şans sayılabilir,..

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

İnternetin Nimetleri ve Külfetleri

İnternetin Nimetleri ve Külfetleri

Neden Uyuyoruz?

Neden Uyuyoruz?

Parmaklarımız Niçin Çıtlar?

Parmaklarımız Niçin Çıtlar?

Niçin Her İnsanın Ses Tonu Farklı?

Niçin Her İnsanın Ses Tonu Farklı?

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

En Etkili Olan

probiyotik

İnternetin Nimetleri ve Külfetleri

bubble30
Nielawore

RED ROSE IN THE SKY: SNR 0519

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun