Mayıs 20, 2024

Nazca'nın Sırrı

İspanyol "conquistador" Pizarro tarafından İnka İmparatorluğu'nun yıkılışıyla birlikte, yani yaklaşık 16. yüzyılın ortaların­dan itibaren, Latin Amerika'da bir efsane başını almış yürümüştü: Hemen herkes. Güney Peru'nun And Dağları'yla Pasifik Okyanusu arasın­da sıkışıp kalmış çöl yaylalarındaki devasa geometrik şekillerden söz ediyordu. Yüzlerce metre genişliğin­deki 9 parmaklı maymundan, 40 metrekarelik bir alana yayılmış örüm­cekten, 300 metre uzunluğundaki kuş şekillerinden... Üstelik tümü hayvan figürleriyle sınırlı değildi. Biraz daha kuzeyde, tepeleri süsleyen birkaç ki­lometre uzunluğundaki ok şekillerine rastlandığı da belirtiliyordu. Ama bü­tün söylenenler rivayetten öteye geç­memişti. Çünkü, bu şekilleri gören bir tek kişi bile yoktu. Bazı gezginler bunlardan söz etmiş; bazılarıysa, baş­kalarına aktarmış ve böylece Nazca'nın sırrı doğmuştu. Yani kumlu arazideki dev şekillerin sırtı...

Nazca'nın Sırrı

İlk fotoğraflar 1939 yılında çekiliyor

Nazca asırlarca konuşuldu, ancak bu konudaki en somut adım 1939 tari­hinde atıldı. Peru'nun başkenti Li­ma'nın 400 kilometre güneyindeki Nazca bölgesinin üzerinde gözlem uçuşu yapan Amerikalı arkeolog Paul Kosok, bu şekillerin gökyüzünden ilk fotoğraflarım çekti. Böylece insanlık bu "geoglif” lerle tanışmış oldu. Geoglif Yunanca kökenli bir kelime. Eski Yunanca'da toprak anlamı­na gelen "ge" ve kazınmış anlamında kullanılan "gluphe" kelimelerinden türetilmiş. Paul Kosok'un fotoğraflarından beri, bilim dünyası şu sorula­rın yanıtım arıyor: Bu dev şekilleri kim, nasıl ve hangi amaçlarla çizdi?

Nazca'nın Sırrı

Varsayımlar

Soruyu açıklamaya yönelik ilk var­sayımlar, gerçek anlamda hayal gücü­nün ürünüydü. Bu çizgilerin, başlan­gıçta "Kolomb-öncesi Latin Ameri­ka'da düzenlenen ilk olimpiyatların atletizm pistleri olduğu iddia edildi. Başkaları bir adım daha ileri gittiler ve onların büyücü şamanların gizemli işaretleri olduğunu ileri sürdüler. Ta­bii, astroloji uzmanları da kendi üstle­rine düşen katkıyı yapmakta gecikme­diler. Maymun, kuş ve fok gibi hay­van şekillerinin dev bir yıldız falı ol­duğunu söylediler. Onlara göre, bu dev hayvan şekilleri, günümüz burç­larından çok farklı değillerdi.

Nazca'nın Sırrı

Erich von Daniken: “uzay gemilerinin iniş pistleri”

Ancak, Nazca'nın sırrını popülerleştiren isim Alman "new age" yazar­larından Erich von Daniken oldu. 1968 yılında kaleme aldığı "Tanrıla­rın Arabaları" adlı araştırma kitabın­da, bu dev şekillerin uzaylı zekâsının ürünü olduğunu öne sürdü. Ona göre, yamuk biçimindeki ana şekiller, basit bir biçimde uzay gemilerinin iniş pistleriydi. Ancak, uzaydan gelen ve gelişmiş bir teknolojiye sahip bu ya­bancılar, yerel halk tarafından "tanrı­lar" olarak kabul görmüşlerdi. İşte o nedenle, daha sonra bu gökyüzünden gelen tanrılarla iletişim kurmak için kumun üzerine, büyük çoğunluğu hayvan figürlerinden oluşan dev şe­killer çizmişlerdi.

Nazca'nın Sırrı

Bilimsel çalışmalar başlıyor. Ama açıklamalar yetersiz kalıyor

Nazca için ilk bilimsel açıklama, Alman matematikçi Maria Reiche'den (1903-1998) geldi. 1946 yı­lında Nazca yakınlarındaki San Pablo kasabasına yerleşti ve ölene dek orada yaşadı. Hemen tüm bilimsel kariyerini geogliflere adamıştı. Yine onun sayesinde, Nazca'nın dev şekil­leri, UNESCO tarafından "Dünya Mirası" kategorisinde koruma altına alındı. Maria Reiche, öncelikle bu çizgilerin nasıl çizildiği sorusuna bir açıklık getirdi. Ona göre, kumun da­ha koyu olan üst tabakası kazınmış ve böylece alttaki daha açık bir taba­ka ortaya çıkarılmıştı. Ona göre, şe­killer Güneş'in, Ay'ın ve bazı yıldız­ların pozisyonunu yansıtıyordu. Ve insanlara ne zaman ekinlerini ekme­leri, ne zaman tarlalarını sulamaları ve ne zaman ekini toplamaları gerek­tiğini hatırlatıyordu. Ne var ki, daha kuşkulu bilim adamlarına göre bu kuram, bir bakıma dev okları ve düz çizgi biçimindeki şekilleri açıklıyor­du, Ama özellikle hayvan figürlerin­den oluşan görüntüler konusunda ye­tersiz kalıyordu. Öte yandan, düz çiz­giler hemen bütün yönlere kaydırıl­mıştı. Nitekim daha sonra bilgisayar aracılığıyla yapılan hesaplar, şekiller ve çizgilerin sadece yüzde 20'sinin astronomik pozisyonlara uygun düş­tüğünü gösterdi. Kısacası, Maria Reiche'nin kuramı belki olayın bir yö­nünü aydınlatıyordu, ama kesinlikle tümünü değil...

Yorumlar

  • Dünya üzerindeki en büyük gizemlerden birisi

Yorum yazmak için lütfen giriş yapınız

Editörün Son İçerikleri

İnternetin Nimetleri ve Külfetleri

İnternetin Nimetleri ve Külfetleri

Neden Uyuyoruz?

Neden Uyuyoruz?

Parmaklarımız Niçin Çıtlar?

Parmaklarımız Niçin Çıtlar?

Niçin Her İnsanın Ses Tonu Farklı?

Niçin Her İnsanın Ses Tonu Farklı?

Editörlerin Son İçerikleri

kaptanfilozof06

En Etkili Olan

probiyotik

İnternetin Nimetleri ve Külfetleri

bubble30
Nielawore

RED ROSE IN THE SKY: SNR 0519

Bizden haberdar olmak için mail listemize kayıt olun